Skip to main content
Category

HABERLER

Eşit Şartlarda Bir Yaşam

1991 yılından bu yana eğitim ve iş hayatı için eşit şartlarda bir yaşam sağlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden KSV olarak, cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların özgürlüklerine kavuştuklarında, topluma faydalı bireyler olarak hayatın içerisinde yer almalarını amaçlıyoruz.

Kaleseramik Vakfı Genel Sekreteri Yusuf Kınay, Genel Müdürü Rana Birden, Vakıf Müdürü Nuran Öğ, Belgelendirme Yöneticisi Murat Sevinç ve Kalite Yöneticisi Cengiz Öksüz’ün de yüksek ilgileriyle gerçekleştirdiğimiz Hatay Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki faaliyetlerimiz neticesinde, 17 gencimizi daha meslek sahibi yapmanın gururunu paylaşıyoruz.

 

Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü

Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü

2019 yılında, 74. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, sürdürülebilir gıda üretiminin gıda güvenliğini ve beslenmeyi teşvik etmede oynadığı temel rolü kabul ederek, 29 Eylül’ü Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafına Karşı Farkındalık Günü olarak ilan etti.

Bugünün amacı ne?

Her yıl küresel olarak üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri ya kayboluyor ya da israf ediliyor. Gıda israfı, gıdaların nasıl etkin bir şekilde kullanılacağı ve korunacağı konusundaki anlayış eksikliğinden dolayı dünya çapında maalesef ciddi bir salgın… Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü, gıda israfı ile ilgili bu istatistikleri değiştirmeyi ve zamanla azaltmayı planlıyor.

İstatistikler bize ne söylüyor?

  • 2021 Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Raporu’na göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor.
  • Dünyada her yıl satışa sunulan 4 milyar tonluk gıdanın 1,3 milyarı çöpe gidiyor. Gıda israfının yüzde 56’sı gelişmiş ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor.
  • Dünyada 820 milyon insan açlıkla mücadele ederken, her yıl 1 trilyon değerinde gıda israf ediliyor.
  • Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan bir araştırma göre ise Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıda israf ediliyor.
  • Son 5 yıla bakıldığında Türkiye’de yıllık ortalama 26 milyon ton gıda israf ediliyor.
  • Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor.
  • Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2020 yılı raporuna göre ise Türkiye’nin yıllık gıda israfı ortalama 4 milyar Euro’ya denk geliyor.

Tek sorun gıda israfı mı?

Gıda israfı aynı zamanda suyu da bitiriyor. Dünyanın temiz su kaynağının %25’i israf edilen gıdaların yetiştirilmesi için kullanılıyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2022 Raporu’na göre dünya nüfusuna yetecek kadar yiyecek üretmek için saniyede 200 milyon litre su harcanıyor. Örneğin, 1 parça biftek için yaklaşık 7 bin litre su harcanırken, 1 kilo tereyağı için 5 bin 300 litre ve 1 hamburger için ise 2 bin 400 litre su tüketiliyor. Tüketemediğimiz kadar çok aldığımız ekmeklerin israf olması ise yaklaşık 2 milyon 500 bin metreküp su kaybına neden oluyor.

Sınırlı miktarda doğal kaynağa sahip olmamız, son on yılda yaşanan nüfustaki hızlı artış her geçen gün sıfır atık uygulamalarının gerekliliğini vurgulayan çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliği, su ve gıda kaynaklarımız, sağlığımız ve daha fazlası dahil olmak üzere her tür ve kaynağın yaşamını etkiliyor. Ekolojinin birbirini destekleyen bu döngüsüne destek olmak, sürdürülebilir bir dünya için kendi dünyamızdan yola çıkarak gezegenimize iyi bakmaya başlamaya geç kalmamalıyız. Alacağımız önlemlerle başarılı bir sonuca ulaşabileceğimizi unutmamalıyız.

Kale Grubu olarak neler yapıyoruz?

“İyi Bak Dünyana” hareketimizin bir yansıması olarak küresel sorunların başında gelen gıda israfına dikkat çekmek ve gıdanın yolculuğu hakkında farkındalık oluşturmak için Türkiye’de ilk kez sergilenen, Avusturyalı fotoğraf sanatçısı Klaus Pichler’in “Çöpe Atılmak İçin Yetiştirilmiş” sergisine Kale Tasarım ve Sanat Merkezi olarak ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Toplam 32 eserden oluşan sergide sanatçı her eseri ile bir gıdanın hikayesini anlatırken tüketici alışkanlıklarının sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Dünya için gıda israfının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını açık ve net bir şekilde ortaya koyan sergiyi kaletasarimsanatmerkezi.org web sitesi üzerinden ziyaret edebilirsiniz.

Gıdamıza iyi bakmak, gıda israfına dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak adına hayata geçirdiğimiz bir diğer etkinlik ise KTSM X Dilara Koçak Atıksız Mutfak etkinliği. Beslenme Uzmanı ve Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak’ın KTSM’ye özel hazırladığı “atıksız mutfak” menüsüyle tüm dünyayı tehdit eden gıda sorununa karşı neler yapabileceğimizi konuşmanın yanı sıra dünyaya iyi bakmak için nereden başlayacağımızı da konuştuk. Eğer siz de bu etkinlikten ilham almak, gıdanıza iyi bakmak isterseniz Dilara Koçak’ın @ktsm_org Instagram hesabı için özel olarak hazırladığı “Atıksız Yaşamaya Mutfaktan Başla: Dilara Koçak’tan Yaratıcı Öneriler” videosuna göz atabilirsiniz.

Dünyaya olan sorumluluğumuz önce kendi yaşam alanlarımızdan başlayıp, daha sonra dünyaya yayılıyor. Hepimizin yaşayabileceği tek bir dünya var; ona iyi bakmalıyız.

Evimiz bizim dünyamız, dünyamız bizim evimiz…

İyi Bak Kendine

İyi Bak Kendine

Pandemi süreciyle beraber dünyanın daha önce yeterince önem vermediği pek çok konu gündeme gelmeye başlarken, toplumsal farkındalık da artmaya başladı. Küresel iklim krizi, su sorunu gibi sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet eden pek çok konu üzerine raporlar açıklandı ve yeni önlemler alınması konusunda bütün dünya hemfikir oldu. Ancak dünyanın dikkat çektiği başka bir konu daha vardı: Mental Health (akıl/ruh sağlığı).

Akıl Sağlığı Ne Demek?

Akıl sağlığı, kişinin duygu, düşünce ve davranışları bakımından normallik göstermesi; özellikle kişinin, günlük yaşamındaki streslere zihinsel bozukluk göstermeksizin uyum sağlayabilmesi, söz konusu stresleri, sağlığı etkilemeksizin karşılayabilmesi hali olarak tanımlanır.

Pandemi Süreciyle Değişen Dinamikler

Covid-19 salgını öncesi tüm toplumların çok daha normal bir hayatı varken artık yeni normal adı altında farklı bir akış yaşanıyor. Günlük hayatın değişmesi, tüm dünyanın aynı tehdit altında olması, sosyal hayatın azalması, iletişimin sağlıksız normlar altında devam ettirilmeye çalışılması gibi pek çok değişken ile toplumlar karşı karşıya.

İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından 5-7 Mayıs 2021 tarihleri arasında yapılan araştırmaya göre ankete katılım gösteren katılımcıların %43’ü geleceğe karşı çoğu zaman umutsuz hissettiğini, %35’i haftanın çoğu günlerini kaygılı geçirdiğini, %15 oranında katılımcı ise çoğu zaman psikolojik yardım alması gerektiğini düşündüğünü ifade ediyor.

Covid-19 salgını toplum sağlığı adına büyük bir risk yaratırken aynı zamanda virüsün bulaşma hızını kontrol altına almak adına alınan sosyal izolasyon gibi önlemlerin pek çok ruh sağlığı sorununu tetiklemesi yapılan araştırmalarda öne çıkan bir diğer bulgu niteliğinde.

Kendimize İyi Bakmak İçin Neler Yapabiliriz?

Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü (NIMH) kişisel bakım ile stresi azaltabileceğimizi, akıl sağlığımızı koruyabileceğimizi ve enerjimizi artırabileceğimizi söylüyor. Sağlıklı bir beden ve akıl için de yapabileceklerimizi şu şekilde sıralıyor.

Her gün sadece 30 dakikalık yürüyüş, ruh halimizi iyileştirmeye ve sağlığımızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Dengeli bir diyet ve bol su, gün boyunca enerjimizi artırabilir ve odaklanmamızı sağlayabilir.

Düzenli bir uyku, strese karşı en büyük savaşçımız. Bir programa bağlı kalmalı ve yeterince uyuduğumuzdan emin olmalıyız. Yatmadan önce telefonumuzdan veya bilgisayarımızdan gelen mavi ışığa maruz kalmamaya dikkat etmeliyiz.

Meditasyon, kas gevşetme veya nefes egzersizlerini içeren bir program oluşturabiliriz.

Günlük plan oluşturmak stresi azaltan en büyük etkenlerden. Gün içinde ne yapılması gerektiğini planlayarak ilerlersek beklenmedik sorunlar karşısında direnç gösterebilir, yeni görevler için zaman ayırabiliriz.

Gün içinde yapamadıklarımızı değil, gün sonunda yaptıklarımızı düşünmek hatta yazmak kendimizi iyi hissettirir.

Zihnimizin, bedenimizin, çevremizin ve ilişkilerimizin sağlıklı olması için hayatın olumlu tarafında kalmak, sahip olamadıklarımızın yerine sahip olduklarımızı düşünmek motivasyonumuzu artırır.

Sosyal iletişimi artırmak, duygusal destek sağlayabileceğimiz ya da destek alabileceğimiz kişilerle iletişimde olmak kendimizi daha güçlü hissetmemize yardımcı olur.

Dünyaya iyi bakmanın yolu kendimize iyi bakmaktan geçiyor.

İyi Bak Kendine, İyi Bak Dünyana!

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Başvuru Süreci Başlıyor

Kale Grubu’nun kurucusu merhum İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla, dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimcilik ağı Ashoka Türkiye ortaklığında bu yıl dördüncüsünü düzenlediği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün başvuru süreci başladı.

Erken Aşama, İleri Aşama ve İş Birliği ödülü olmak üzere üç kategoride başvuruların alınacağı İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü için herhangi bir konu sınırlaması bulunmuyor. Başvurular Kale Grubu ve Ashoka Türkiye ekiplerinden oluşan bir ön değerlendirme kurulu tarafından değerlendirilecek, final aşamasına kalan on bir aday ise Türkiye’nin önde gelen girişimci, sosyal girişimci ve sektör liderlerinden oluşan bir jürinin karşısına çıkacak.

Başvurular 21 Haziran 2020 tarihine kadar devam edecek.

Aklım Fikrim Çanakkale’ye En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü

Kale Grubu’nun Çanakkale’nin akıllı şehir olarak büyümesi amacıyla Türkiye Bilişim Vakfı iş birliğinde ve Novusens Akıllı Şehirler Enstitüsü’nün yürütücülüğünde hayata geçirdiği “Aklım Fikrim Çanakkale” projesi Sign of the City Awards’da “En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” ödülünün sahibi oldu.

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay da ülke ekonomisi, inşaat sektörü ve sosyal fayda yaratmak için sağladığı katkıdan dolayı “Yılın Fark Yaratanı” ödülünü aldı.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Geleceği Şekillendiren Değişim Öncülerinin Oldu

Kale Grubu’nun, 2016 yılında vefat eden Kurucusu Dr. (h.c) İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak adına dünyanın ilk ve en geniş̧ sosyal girişimcilik platformu Ashoka iş birliğinde bu yıl üçüncüsünü düzenlediği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün kazananları belli oldu.

Sosyal girişimcilik ekosistemini desteklemek ve yeni nesil sosyal girişimcileri teşvik etmek amacıyla başlatılan, Türkiye’nin gelecek vadeden sosyal girişimcilerinin ödüllendirildiği programın kazananlarına ödülleri, 3 Aralık Salı akşamı The Seed’de düzenlenen törenle takdim edildi.

Geçen sene olduğu gibi üç kategoride dağıtılan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nde, teknolojiden bağımsız olarak kodlama eğitiminin erişilebilir olmasını sağlayan bir oyun ortamı sunan Tospaa Bilgisayarsız Kodlama Girişimi ile N. Alp Ar Erken Aşama kategorisinin, çocuklara özel oyun deneyimleri tasarlayan, çocukların etraflarındaki her şeyi eşsiz oyuncaklara dönüştürmelerini sağlayan yaratıcı bir oyun kiti sunan ve oyun hakkı savunuculuğu yapan Toyi ile Elif Atmaca İleri Aşama kategorisinin, gençlerin hayal ettikleri bir hayata ve ilk işlerine adım atmaları için yazılım eğitimleri veren ve Ahiler Kalkınma Ajansı ile çalışarak etkisini artıran Kodluyoruz ile Gülcan Yayla, İş Birliği kategorisinin kazananı oldu.

Ashoka Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Didem Altop, StartersHub Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dorman, TABİT Kurucusu ve Ashoka Fellow’u Tülin Akın, Mikado Danışmanlık Şirketi ile Gelecek Daha Net Gençlik Platformu’nun kurucusu ve Ashoka Fellow’u Serra Titiz, Good4Trust.org Kurucusu ve Ashoka Senior Fellow’u Dr. Uygar Özesmi, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve Ashoka Türkiye Ülke Direktörü Zeynep Meydanoğlu ile gözlemci üye olarak Dışişleri Bakanlığı AB İlişkileri Genel Müdürlüğü Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’dan oluşan seçici kurul, uzun bir değerlendirme sürecinin sonunda İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü kazanan sosyal girişimcileri belirledi.